19 Mart 2012 Pazartesi

Fırsatçılık ve Manipülasyon : Ünal Aysal



Ne yaptırdığı iddia edilen botoks, nede kanserli eşinden ayrılıp Yunan sevgilisine ada kapatması hakkında yorumda bulunmayacağım. Adamın özel hayatı. İsterse 5 çayını Paris'te içerken İtalya'dan pizza söyler, isterse Brezilya'lı bir modelin poposunu kendisine naklettirir. Bunlar beni ilgilendirmez. Zaten mantıklı ve biraz akıl sahibi bir kişi kendisine örnek alacağı insanları spor camiasından seçmez. O yüzden bir örnek teşkil etmiyorlar benim için.

Fakat son söyledikleri bize de cevap hakkı doğurdu. Bir Fenerbahçe taraftarı olarak her ne kadar geç kalınmış olsa da bazı şeyleri yazmak lazım.

14.05.2011 tarihinde yapılan seçimle göreve başladı Ünal Aysal. Kendisi göreve başlamadan önce yaşanan olayları hatırlamaması muhtemel. Hani o binlerce su şişesi atılan maçlardan falan bahsediyorum. 17 yaşında ki çocuklara tekmek tokat saldıran Galatasaray taraftarından bahsediyorum. Çatılardan düşen, bıçaklanan taraftarlardan bahsediyorum. Hatırlamıyordur büyük ihtimalle. Hatırlatırlar nasıl olsa bir gün.

Fakat kendisi seçim hazırlıkları yaparken sahaya atılan şişeden haberi olmadı mı dersiniz? Hani TT Arena'nın "büyük" reklamı yapılmıştı Avrupa gazetelerinde falan. Onları hatırlamıyor mudur? Peki final müsabakası sırasında yaşanan olaylara ne demeli? Kendisi yuhalandı hatırlarsanız, kültür seviyesi Everest dağı kadar olan centilmen Galatasaraylılar tarafından. Hatta iki cümle söyleyip susmak zorunda kalmıştı hani. Fenerbahçe ancak salon boşaltıldıktan sonra kupasını alabilmişti. O maçta centilmen Galatasaray taraftarı sahaya çiçek atmıştı öyle değil mi canlar?

Hadi şu ünlü 3 Temmuz olayına girelim. Resmi site vasıtası ile kendisi ''Galatasaray TV başta olmak üzere kulübümüzün tüm mecralarında konu ile ilgili program ve yayın yapılmaması kararını almış bulunuyoruz. Aynı hassasiyetin tüm Galatasaray camiası tarafından da gösterileceğine eminim'' demişti. Ne kadar durdu bu sessizlik sözü sonrası? Her fırsatta, her kamera karşısına geçtiğinde "şike" ve "Aziz Yıldırım" demedi mi? Hatta maçtan önce "Aziz Başkan içeride, benim gitmem doğru olmaz maça" falan diyen bendim öyle değil mi?

İşin komik tarafı bu açıklamalara gerçekten inanmış adam. Benim asıl şaşırdığım konu bu aslında. Yani Adnan Polat'da bu şekilde söylemlerde bulunurdu ama, belli olurdu yani söylemek zorunda olduğu için söylediği.

Şimdi başkanlık döneminden beri, Allah daha çok versin başarılar ardı ardına geliyor. Transferler tuttu, doğru bir takım yaptı Galatasaray. Hatta Ünal Başkan transferlerden o kadar memnundu ki, Fenerbahçe Alper Potuk'u transfer etmeye çalışırken, "o kadar paraya Arsenal'den hazır topçu alırım" diyecek kadar ileri bile gitti. Ama sonuçta Shaqiri'yi bile alamadı.

Şimdi yazının başlığına bir açıklık getirmek gerekiyor. Neden fırsatçılık, ve neden manipülasyon?

Fırsatçı kimlere denir bilirsiniz. Her olaydan kendilerine rant sağlamaya çalışan insanlardır bunlar. Ünal Aysal işte böyle bir başkanlık yönetimi sergiliyor. Manipülasyon ise "şike davası bizi ilgilendirmez" demesine rağmen her fırsatta, ama bakın her fırsatta, her röportajında bu konuya değinmesinden geliyor. Bir gün önce "x hakkında konuşmam" diyen adam ertesi gün "x çok rörörörö" diyor.

İnanın seçildiği gün çok sevinmiştim Ünal Aysal. Öyle ki, ezeli rakibimiz Galatasaray'ın içerisinde bulunduğu burhandan bu adam sayesinde kurtulacağından emindim. Fakat kendisi basit ayak oyunları ile yerini sağlamlaştırma yoluna gitti.

Peki sevgili Ünal Aysal. Borsada kendi taraftarınıza yaptıklarınızdan sonra bir gönül alma çabası mı bütün bunlar? Merak içinde bekliyorum bu sorunun size sorulmasını.

Buyurun bu olaylardan haberleri olmayanlar için gelsin.


Galatasaray Sportif AŞ’de Neler Oluyor? ile Haberdesin

ve daha sonra atmaya çalıştıkları kazık ortaya çıkınca düzeltmeye çalışmaları;


GS’a Bir Kazık Daha! ile Haberdesin

Aslında kendisine en güzel cevabı Ali Koç verdi ama, ahlaktan ve centilmenlikten bahseden bu adama bir yazıda biz yazmak zorundaydık. Yazıyı kendisinden bir alıntı ile bitiriyorum;

"Galatasaray ın 25 milyon taraftarının 20 milyonunun başbakanımıza oy verdiğini düşünüyorum..."

Dipnot: Ak Parti son seçimde 21 milyon oy almıştır. Diyorum ya, manipülasyon ve fırsatçılıkta üstüne yok diye (:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder