15 Nisan 2012 Pazar

Tutarsızlık



Trabzon'a karşı alınan harika zafere sevinemedik bile Onur kardeşimiz hastanedeyken. Fenerbahçe dosta düşmana korku salmış, "playoff'ta da gömçürür, şampiyon oluruz yeaa, olsun playoff iyi gelir olur" diyenler Trabzon maçını izledikten sonra "Playoff denen saçma uygulama olmasa şampiyonduk, Allah belasını versin federasyon" demeye başladı. Çünkü öyle bir top oynadı Fenerbahçe. Bunu üzerine basa basa yazıyorum tekrar tekrar, "KORKU" saldı. Maç hakkında yazılacak çok şey var aslında ama gerçekten futbolu düşünemiyorum şuan.

"Asıl umutsuzluğa düşüren, senin bu tutarsızlığın, bir dediğin bir dediğini tutmuyor." - A. İlhan

Ne oldu anlatalım kısaca. Fenerbahçe bir koreografi hazırlamıştı maç öncesinde. Bir aksilik yaşandı ve kullanılan çelik halatlardan bir tanesi Onur kardeşimizin kafasına düştü. En azından anlatılanlar bu şekilde. Onur'un ciddi bir hayati tehlikesi vardı. Hastaneye kaldırıldı ve çok şükür şuanda durumunun iyi olduğu haberi geldi. Anlatılanlar bunlar. Allah'tan tekrar acil şifalar diliyorum Onur kardeşimize.

Bu olay sonrası Fenerbahçe taraftarları koreografiyi taşıyan ipleri bırakmışlar, tabi ekran başından izleyen bizler gibi bu durumdan haberi olmayan herkes de gülmeye başlamıştır. Hatta oldukça yaratıcı tweetler okudum bununla ilgili. Bu futbolunda doğasında olan birşey. Rakibini dostane bir şekilde kızdırdıkça güzel olur spor. Peki ya rakibinin başına gelen kötü bir olayla dalga geçmek, bunu eğlence malzemesi yapmak ve bundan keyif almak? Hayır koreografiden falan bahsetmiyorum ben. İnsanlıktan nasibini almamış, yani insan demeye dilimin varmadığı (aslında ne küfürler hazırladım kendisine ama...) bir şahıs, "Oh olsun, en iyi fenerli ölü fenerlidir" yazmış twitter'da.

Şimdi soruyorum size, bu eleman daha sonradan özür diledi, yok ben şöyle adiyim, yok böyle köpeğim dedi ama ne fark etti? İşin daha acı tarafı, bu adama gülen, "iyi dedin abi" diyen o kadar çok adam oldu ki. Bir can, bir insan hayatı Allah'ın belası futboldan daha mı değerli? Sorarım ya, hangi para bir hayat satın alabilir? Dünyadaki bütün paralara, bütün maddi değere sahip eşya, arsa, aklınıza gelecek herşey sizin olsa, hayat satın alabilir misiniz? Gazi Üniversitesinde okuyan gencecik bir çocuk. 18-22 yaşları arasında. Onun şimdiye kadar yaşadıklarını, eğer en kötü senaryo gerçek olsaydı (Allah'a çok şükür ki olmadı) senin taraftarı olduğun camia, ailesine verebilecek miydi? Kaç kişi tepki gösterdi bu olaya? "Oh olsun" yazan adamın adının lanetlendiği kaç tweet gördünüz?

Maç esnasında Emre Zokora'ya "Fucking Nigga" yani "Aşağılık Zenci" demiş. En azından size çevirilen şekli bu. Peki nedir bu nigga? Zenci insanlar "demokrasinin beşiği, özgürlükler ülkesi" Amerika'da zenci insanlar köle olmaya zorlanırken beyazların onlara hitap şekli. Yani kısaca "köle" demek. Şimdi bazıları -ki spor yazarı olmuş bazıları- "ne demiş? zenci demiş? adam zenci değil mi?" falan şeklinde ki Emre'yi savunmalarına "adamlar her şarkısında birbirlerine nigga diyor, ne var bunda?" diyebilirler. Tupac bu durumu şu şekilde özetler; "nigger boynunda ip olan, nigga boynunda altın kolye olandır". Yani bu adamlar birbirlerine bu şekilde hitap ediyor olsalar bile, ataları kölelik görmüş, Afrika'da yaşamakta olan akrabaları vs. ise halen sömürgeci düzen tarafından "modern köle" olarak kullanılan insanlara, bir beyazın bunu söylemesini hakaret olarak görüyorlar. Bunda da sonuna kadar haklılar. Emre yapmaması, söylememesi gereken bir şey söyleyerek bizleri çok üzdü, hatta canımızı yaktı.

Şimdi bu iki olayı birleştirelim. İlk anlattığım olaya "heheh doğru söyledin abi" diyen insanlar (az olduklarını sanmayın) "Irkçı Emre futboldan men edilsin" demeye başladı. Hrant Dink öldürüldükten sonra, beyaz bereyi simge haline getirip maça gelenler "Emre ırkçıdır" demeye başladı. Eboue'ye ırkçı tezahürat yapan bir grup, "Emre hep böyle ırkçıydı zaten" demeye başladı. Onur'a "ohh olsun" diyenler, ırkçılık düşmanı oldu yani.

Hatta şöyle komik bir söz bile okudum, ünlü bir yazarın kaleminden. "Yüzyıllardır bu ülkede olmayan ırkçılığı Türkiye'ye getiren Emre Belezoğlu"...

Yani şöyle oluyor arkadaşlar. Üzerinizdeki forma, etnik kimliğiniz veya siyasi görüşünüze göre ırkçı oluyorsunuz. İşte bu yüzden lanet olsun futbola. İnsanları bu kadar iki yüzlü, bu kadar bencil, bu kadar acımasız yaptığı için lanet olsun futbola. Demirhan Tanik gibi şerefsizler yüzünden, lanet olsun futbola.

Ne değişecek bu yazıdan sonra? Belki 100 kişi okuyacak, belki 1000, belki 1000000 kişi. Ne fark edecek peki? İnsanlar durup yarattıkları bu saçma düşmanlığa son mu verecek? Acımasız ekonomi çarklarının döndürdüğü futbol ekonomisi, bu kaos ortamının bitmesine destek mi olacak? Türkiye'de 10 yıl bile futbol oynanmasa ne olacak? Doğru ya, bu topraklara ırkçılığı Emre getirdi ve Demirhan gibi şerefsizler sütten çıkmış ak kaşık. Rıdvan Dilmen'e her gün "ana avrat dümdüz" giden adam, ilk takımını öven beyanatından sonra "adamın dibi" demeyecek mi?

Hani diyorlar ya, "ülke içerisinde dış mihrapların oyunları yüzünden gelişemiyoruz" diye. Yalanın hası aslında. Biz bu kafayla, bu yanar döner halimizle, rüzgarın estiği yöne savrulmamız yüzünden bu hallerdeyiz. Duruşu, görüşü, beyni olmayan, sadece farklı bir takımın taraftarı olduğu için o kişinin ölmesini isteyecek kadar küçük Demirhan gibi adamlar aramızda yaşadığı için halen 3. dünya ülkesiyiz. Dünyanın en pahalı benzinini, internetini kullanmamıza rağmen, deprem vergilerini otobana harcayıp, sonra bundan övgüyle bahseden, ama deprem olduğunda "oradaki" vatandaşlarımıza yorgan-çadır götüremeyen, deprem paralarını harcadığı otobanlar için harcaması gereken paranın nerede olduğunu bilmeyen bir adama, bütün bunları yapmasına rağmen "1 ton kömür" verdiği için oy veren vatandaşlarımız olduğu için bu durumdayız. Kendinizi kandırmayın.

Yarın hepsi unutulur. Ne Emre'nin ırkçılığı, ne Demirhan'ın yazdıkları. Gözü açık, gerçekten insan olan insanlar hatırlar sadece bugün yaşananları.

Bu utanç günü, adamlığın kitabını yazmış "Baba Hakkı'nın" ölümünün 23. yıl dönümünde olması bile birilerine bir şey anlatmıyor. Allah toprağını bol etsin, nur içinde yatsın, Baba Hakkı yani Hakkı Yeten yaşasaydı bizlere kaşları çatık şekilde bakar, "Bunun için mi oynadım ben futbol? Sizlerin mi efsanesi oldum ben? Yazık..." demez miydi? Artık kendimize gelme vakti. Yoksa bazı şeyler için çok ama çok geç olacak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder