14 Ocak 2012 Cumartesi

Ordinaryüs'ün Ardından



Bir maçının tamamını bile izlemediğiniz futbolcular vardır. Sadece siyah beyaz maç özetlerinden gollerini izlemiş, sadece o kadarını bilirsiniz o futbolcu hakkında. Fakat bazı futbolcular vardır, hiçbir görüntüsünü bile izlememiş olsanız da efsaneniz olur anlatılanlar yüzünden. Metin Oktay, Lefter Küçükandonyadis, Baba Hakkı, Basri Dirimlili gibi onlarca örneği vardır bunun. Hiç izlemediğiniz oyuncuların giydiği formanın hakkını zamanımızda terleten oyuncular veremediğinde kızarsınız. Hayır "Lefter'in giydiği o çubukluyu" yakıştıramazsınız o oyunculara.

Dün akşam kaybettik Lefter'i. Hiç tanımadığım, ama varlığını hep bildiğim bir dedem varmış da, o'nu kaybetmişim gibi hissettim vefat haberini alınca. Şimdiye kadar gidip elini öpmediğim için ne kadar pişmanım. Hep erteliyordum, nasıl olsa o hep bizimleydi ve kalabalık olmayan bir organizasyon da belki bir iki dakika sohbet bile edebilirdim. Fakat dünkü acı haberden sonra yine tokat gibi çarptı "Ölü Ozanlar Derneği" filminde ki o muhteşem dörtlük;

Vakit varken tomurcukları topla. Zaman hala uçup gidiyor. Ve bugün gülümseyen bu çiçek, yarın ölüyor olabilir.


Sadece bana değil, bütün spor dünyasına bir tokat olmalı bu dörtlük. Fenerbahçe'li taraftarlar ve gazeteciler galeyana gelmiş, "Stadın adı Lefter Küçükandonyadis Fenerbahçe Stadı" olarak değişsin diyorlar. Bu zamana kadar aklınız neredeydi beyim? İlla ki bir efsanenin ölümünün ardından mı yapmak gerekiyor vefa işlerini? Hadi değiştirdik diyelim, o stadın kurdelesini rahmetli Lefter kesmedikten sonra ne anlamı var?

Son görevimizi yapmak, belki bir dua etmek için yarın mabed'de olacağım yine. O katıldığı ödül törenlerinde olduğu gibi yine uzak olacağım o'na. Bu sefer yanında Aziz Yıldırım çimlere kadar eşlik edemeyecek kendisine. Konuşmayacak, biz de hayranlık içerisinde bakamayacağız kendisine. Dua'mızı edeceğiz, hakkında ki konuşmaları dinleyeceğiz, sonra "Lefter çıktı sahaya, topu dikti havaya, bunu gören rakipler çıkamadı sahaya" diye tezahürat yapacağız. Ağlayanlarımız olacak aramızda, belki konuşma yapanlar arasında. O'nun naaşının üzerinden edebiyat yapan da olacak elbette.

Yakın dostlarının yanına mı gitti, orasını sadece Allah bilir. Fakat ben öyle olduğuna inanıyorum. Cennet kapılarından girdiğinde o'nu ilk karşılayan "İslam Çupi" olmuş, "nerede kaldın birader, bu Metin çok kızdırdı beni senin yokluğunda" diye takılmıştır. Hemen ardından Metin Oktay gelmiştir. O ciddi tavrını bırakıp sarılmıştır büyük bir hasretle Lefter'e. Sonrasında Hakkı Yeten ve nice Hakk'ın rahmetine kavuşan efsane futbolcular karşılamıştır o'nu.

Huzur içinde yat "Ordinaryüs".

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder