1 Aralık 2013 Pazar

Magna Derbiae!


Magna Derbiae, yani harika derbi. Son yıllarda izlediğimiz Real Madrid - Barcelona maçlarından bile daha zevkli bir mücadele, azim, hırs ve kararlılık gösteren oyuncular, bol pozisyon ve maalesef geceye damga vuran hakem hataları.

Maçtan önce Fenerbahçe'nin kadrosunun gerçekten çok iyi kurgulanmış olduğunu düşünüyordum. Mehmet ve Meireles Fenerbahçe orta sahasını tutacak, Alper ise ileride fırsat yaratmaya çalışacaktı. Zaten Fenerbahçe eksik kaldığı süre zarfında bile bu şekilde oynadı. Yani 25. dakikada Meireles atıldıktan sonra bile orta sahaya bir takviye gelmedi. Kuyt biraz daha fazla efor sarf etti o kadar. Zaten Fenerbahçe'nin en çok koşan 2. oyuncusu olması da bu yüzden. Aynı kanatta bek olarak görev yapan Gökhan Gönül ise, kendi normlarında kötü bir maç çıkardı. Tabi ki dün gece savunmada biraz daha fazla kalması beklenebilirdi, ama Gökhan'ın tecrübesindeki bir futbolcunun Fenerbahçe'nin yediği 2 golde de bariz bir şekilde ofsaytı bozması büyük yanlış sayılır. İlkini anlarım ama, ikinci kez aynı hataya düşmemeliydi. Ayrıca maç içerisinde kademe hataları da yaptı. Bu mücadele içerisinde göze batan hatalardı. Aslında 3 golde de hatası olduğunu düşünüyorum. Olcay elbette teknik bir oyuncu, tutulması zor bir rakip, ama ilk golde Olcay şut atarmış gibi yaptığı sırada Gökhan kayarak sahadan dışarı çıktı. Oradan şutu atsa ne olur?

Volkan için ise, birşey söylememe gerek yok sanırım. Fenerbahçe'nin kalecisinin yememesi gereken goller yedi dün akşam. Hatası var mıydı gollerde? Belki Almeida'nın gollerinde vardı. İlk golünde erken yattı, 2. golünde ise penaltı bile olmamasına rağmen ters köşeye yattı. Hareket edemese anlarım da, şut çekildiğinde ters köşeye yatmak, enteresan tabi ki. Beşiktaş dün gece sadece 5 şut attı kaleye. Bunlardan kaleyi bulan 3'ü gol olurken, diğer ikisi auta çıktı. Yani dün Fenerbahçe adına sahadaki en kötü iki isim Meireles ve Volkan'dı. Şüphesiz çok fahiş hatalar ile goller yemedi lakin, Fenerbahçe'nin kalesini koruyan isimden, diğer kalecilerden farklı birşey yapmasını beklemek benim hakkım. Volkan normalde o topları kurtarabileceği için eleştiriyorum şuanda, zaten Volkan'da o golleri kurtarabileceği için Fenerbahçe'nin kalesini koruyor.

Maçın adamı ise kesinlikle Tolga Zengin'di. Fenerbahçe'nin attığı 16 şutun, 3'ü gol olsa da, geri kalan 12 şutu Tolga kurtardı. Tam 12 gol pozisyonu yakaladı Fenerbahçe ve işin bence enteresan tarafı, Cruyff'un "top bizdeyken onlar gol atamaz" felsefesini benimsemiş ve şimdiye kadar bunu çok iyi uygulamış takımın, bu üstünlüğü Beşiktaş'a kaptırmış olmasıydı. Takımın eksikliğinden kaynaklanan bir durum değil, çünkü kırmızı karttan önce %60 gibi bir oranla top Beşiktaş'taydı. Fenerbahçe eksik kaldıktan sonra iyi oynamaya başladı bile diyebiliriz. Beşiktaş savunması ise evlere şenlik gerçekten. Beşiktaş savunmasının rakip takıma tam 12 gol pozisyonu vermesi, Biliç'in uykularını kaçırmıştır dün akşam.

Fenerbahçe'nin bir golünün sayılmaması ve iki penaltısının verilmemesini, Alves'i oyundan atmayarak telafi etmeye çalıştı Cüneyt Çakır. Fernandes tam yarım saat azarladı 90 dakika boyunca kendisini ama uyarıda bile bulunmadı. Emenike'nin Sivok'u ittiği pozisyonda ise çıkardığı sarı kart eksikti. Pozisyonun başında Sivok'un Emenike'ye yaptığı müdahalede sarı kartlıktı. Kırmızı kart ağır bir karar olurdu çünkü, Emenike kafa atmıyor pozisyonda. Çizgi hakeminin dudaklarını okursanız, "kafası ile itti" diyor. Şimdi ne farkı var bu ikisinin derseniz, Zidane'ın Materazzi'ye attığı kafa ile, Emenike'nin yaptıklarını tekrar izlemenizi tavsiye ederim.



Fenerbahçe iyi oynuyor yıllar sonra, iştahlı oynuyor ve mücadele ediyor. Böyle devam ederlerse, şampiyon olmamaları için hiçbir nedenleri yok.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder